Kıt Kaynaklar, Zengin Anlamlar: Göktürk Alfabesinde Hangi Harfler Vardır?
Ekonomi, kaynakların sınırlı olduğu bir dünyada yapılan seçimlerin bilimidir. Her karar, bir fırsat maliyeti taşır; birini seçmek, diğerini terk etmektir. Bu kavram yalnızca para, emek ya da üretim faktörleriyle sınırlı değildir — dil ve yazı da aynı prensiplerle işler. Harfler, anlam üretiminde kullanılan “kaynaklar”dır ve her alfabe, kendi ekonomik mantığını taşır.
Bu bakışla Göktürk alfabesi, sadece tarihî bir yazı sistemi değil, aynı zamanda bir dil ekonomisi modelidir.
Peki, Göktürk alfabesinde hangi harfler vardır sorusuna bir ekonomistin gözünden baktığımızda, karşımıza ne çıkar?
Göktürk Alfabesinin Yapısal Ekonomisi
Göktürk alfabesi, 38 harften oluşan ve ses temelli bir sistemdir. Bu alfabe, Türkçenin ses zenginliğini sade bir biçimde karşılayacak kadar verimli, ama anlam üretimini sınırlandırmayacak kadar esnektir. Ekonomik terimlerle ifade etmek gerekirse, Göktürk yazısı “düşük maliyetle yüksek verim” ilkesine dayanır.
Alfabedeki harflerin 4’ü sesli (vokal), geri kalan 34’ü sessiz (konsonant) niteliktedir. Bu dağılım, Türkçenin ses yapısına uygun olarak tasarlanmıştır.
Harflere genel bir bakış:
𐰀 (A), 𐰉 (I), 𐰆 (U), 𐰇 (E) gibi sesliler;
𐰴 (K), 𐰤 (N), 𐰢 (M), 𐰃 (İ), 𐰸 (S), 𐰼 (R), 𐰽 (Ş) gibi sessizler yer alır.
Bu semboller, her biri kendi başına bir “üretim aracı” gibidir. Her harf, bir ses üretir; her ses, bir anlam yaratır. Bu zincir, tıpkı bir ekonomik piyasada olduğu gibi, arz ve talep dengesiyle işler. Dilin arzı, seslerin çeşitliliğidir; talep ise toplumun iletişim ihtiyacıdır.
Yazı ve Piyasa: Harflerin Arz-Talep Dengesi
Ekonomik açıdan bakıldığında, alfabe bir “piyasa sistemi”dir.
Harflere duyulan ihtiyaç (talep), toplumun iletişim yoğunluğuna ve kültürel çeşitliliğine bağlıdır. Göktürkler döneminde, ticaret yolları, kabile ittifakları ve siyasi ilişkiler dilin işlevini genişletmişti. Bu yüzden alfabenin sade ama kapsayıcı bir yapıya sahip olması gerekiyordu.
Yani Göktürk alfabesi, bilgi ekonomisinin erken bir biçimidir — sınırlı kaynaklarla maksimum iletişim etkinliği.
Her harfin kendi “fonksiyonel değeri” vardır. Örneğin:
𐰴 (K) harfi sert bir vurgu yaratırken, 𐰢 (M) yumuşak bir geçiş sağlar. Bu, tıpkı bir ekonomide farklı sektörlerin katkısı gibi, seslerin birbirini tamamladığı bir sistemdir.
Harfler arasındaki bu denge, toplumsal yapının denge arayışıyla paralellik gösterir: üretim (söz), tüketim (anlam), dağıtım (iletişim).
Karar Teorisi Bağlamında Alfabe Seçimi
Bir ekonomist gözüyle bakıldığında, Göktürk alfabesinin varlığı bile bir rasyonel tercihtir. O dönemin Türk toplulukları, Çin yazı sistemleriyle etkileşim hâlindeydi; ancak Göktürkler, karmaşık karakterlerden oluşan bu sistem yerine, kendi dilinin yapısına uygun, daha sade bir alfabe geliştirdi.
Bu, klasik bir fırsat maliyeti örneğidir: daha karmaşık ama prestijli bir sistem yerine, daha pratik bir iletişim biçimi tercih edilmiştir.
Bu tercih, bireysel rasyonalite ile toplumsal refah arasındaki dengeyi temsil eder.
Tıpkı bir ekonomide bireyin kısa vadeli kazancı ile toplumun uzun vadeli yararı arasında yapılan tercihler gibi, Göktürk alfabesi de “toplumsal optimum” bir karardır: hem herkesin erişebileceği kadar basit, hem de kültürel mirası taşıyacak kadar güçlü.
Harflerin Üretim Faktörleri Olarak Rolü
Bir ekonomide üretim faktörleri (emek, sermaye, toprak) nasıl bir denge içinde çalışıyorsa, Göktürk alfabesinde de harfler benzer bir işlev görür.
Her harf, anlam üretiminin bir girdisidir.
𐰴 (K) ve 𐰃 (İ) bir araya geldiğinde “ki” olur — bu birleşim, yeni bir “değer” üretir.
Tıpkı piyasada sermaye ve emek birleştiğinde katma değer yaratması gibi, harfler de birleşerek düşünsel bir üretim zinciri oluşturur.
Bu yazı sisteminin toplumsal işlevi de ekonomiktir: Bilgiyi saklamak, paylaşmak ve çoğaltmak.
Bu sayede Göktürkler, yalnızca devlet kurmakla kalmamış, aynı zamanda bilgi ekonomisinin temellerini de atmışlardır.
Kültürel Sermaye ve Dilin Ekonomik Değeri
Ekonomik sistemlerde olduğu gibi, dillerde de bir kültürel sermaye vardır. Göktürk alfabesi, bir kimlik sermayesi olarak işlev görmüştür.
Toplumun dilini standardize etmesi, tıpkı bir ekonominin parasını sabitlemesi gibidir: istikrar sağlar, güven yaratır ve iletişimi kolaylaştırır.
Bu bağlamda, Göktürk alfabesi sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda toplumsal refahın aracıdır. Bilgi ne kadar düzenli aktarılırsa, toplumun verimliliği o kadar artar. Harflerin bu işlevi, dil ekonomisinde bilginin enflasyonunu önler; yani anlamın değerini korur.
Sonuç: Geleceğin Ekonomisine Yazının Işığında Bakmak
Göktürk alfabesindeki harfler, tarihin ekonomik ilkelerini yansıtan sessiz öğretmenlerdir.
Kaynakların sınırlı olduğu bir dünyada, dil de tıpkı ekonomi gibi etkinlik ister. Her harf, bir maliyet; her kelime, bir yatırım; her yazıt, bir kültürel sermaye birikimidir.
Peki bugün biz, dijital çağın hızında yazının bu ekonomisini nasıl yönetiyoruz?
Göktürklerin sade ama derin alfabesi bize şunu hatırlatıyor: Verimlilik yalnızca üretimde değil, iletişimde de ölçülür.
Senin geleceğin “harf ekonomisi” nasıl olacak?
Yorumlarda paylaş — çünkü düşünceler de, tıpkı alfabeler gibi, paylaşıldıkça değer kazanır.