Mevlid Kandili Gecesi Ne Zaman? Işığın Doğduğu Geceyi Tarihi ve Anlamıyla Keşfediyoruz Kalpleri Aydınlatan Bir Geceye Yolculuk Bazı geceler vardır ki takvimdeki sıradan günlerden değildir… Onlar, yüzyıllardır milyonlarca insanın yüreğinde sevgiyle, umutla, rahmetle anılır. Mevlid Kandili de işte bu özel gecelerden biridir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) dünyaya teşrif ettiği bu kutlu gece, sadece bir doğum günü değil, insanlık tarihinin en derin anlamlarından birini taşır: Merhametin, adaletin ve rehberliğin doğuşunu. Her yıl geldiğinde evlerde kandiller yanar, camilerde dualar yükselir, sofralar paylaşılır. Peki ama bu manevi atmosferi yaşamak isteyenlerin en çok merak ettiği soru da burada ortaya çıkar: Mevlid Kandili gecesi…
Yorum BırakGünlük Ayrıntılar Yazılar
Gürün Hangi İlin Kazası? Antropolojik Bir Yolculuk Bir antropolog olarak Anadolu’nun damarlarında dolaşmak, kültürlerin birbirine karıştığı noktaları anlamak, ritüellerin sembollere dönüştüğü köy meydanlarında sessizce oturmak gibidir. Gürün, bu sessiz ama anlamlı duraklardan biridir. “Gürün hangi ilin kazası?” sorusu yüzeyde coğrafi bir merakı çağrıştırsa da, derinlerde kültürel kimliklerin, topluluk hafızalarının ve tarihsel sürekliliklerin izini taşır. Gürün, Sivas iline bağlı bir ilçedir; ancak bu bilgi, sadece bir idari tanım değil, aynı zamanda çok katmanlı bir kültürel evrenin kapısını aralar. Gürün’ün Kültürel Kimliği: Anadolu’nun Çok Sesli Mozaiği Sivas’ın batısında yer alan Gürün, Anadolu’nun geçiş bölgelerinden biri olarak tarih boyunca farklı toplulukların izlerini taşımıştır.…
Yorum BırakGün Çiçeği Ne Demek? Işığa Yönelen Ruhun Psikolojik Hikâyesi Bir psikolog olarak yıllardır insan davranışlarının ardındaki motivasyonları anlamaya çalışıyorum. Her duygunun, her düşüncenin bir yönü, bir çekim noktası vardır. Gün çiçeği — yani halk arasında “ayçiçeği” olarak bildiğimiz bu zarif bitki — ışığa dönük hareketiyle yalnızca bir botanik olguyu değil, insanın içsel yönelimini de sembolize eder. Tıpkı gün çiçeğinin güneşe yönelmesi gibi, insan da hayatı boyunca kendi içsel ışığını arar. Bu yazı, “Gün çiçeği ne demek?” sorusuna yalnızca bir tanım değil, psikolojik bir derinlik kazandırmak amacıyla kaleme alınmıştır. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Işığı Arayan Zihin Bilişsel psikoloji, insanın dünyayı nasıl algıladığını,…
Yorum BırakKaparo mu Kapora mı? Dilin Küçük Ayrıntısından Toplumsal Büyük Sorulara Bir kelime düşünün: Gündelik hayatta sıkça karşımıza çıkan, ama çoğumuzun üzerinde çok da durmadığı bir kelime. “Kaparo” ya da “kapora” dediğimiz o küçük ödeme… Aslında sadece alışverişin ya da sözleşmenin bir parçası gibi görünse de, bu kelime bize dilin nasıl değiştiğini, toplumun nasıl şekillendiğini ve hatta kimlik, çeşitlilik, adalet gibi daha büyük kavramların nasıl kelimelere sığabileceğini gösteriyor. Bu yazıda yalnızca “doğrusu hangisi?” sorusuna yanıt aramayacağız. Aynı zamanda bu küçük dil farkının ardındaki toplumsal dinamiklere, cinsiyet temelli yaklaşımlara ve hatta kültürel çeşitlilikle olan ilişkisine de yakından bakacağız. — Kaparo mu Kapora…
Yorum BırakKanuni Esasi Nedir? Osmanlı’nın Anayasal Serüvenine Farklı Bakışlar Tarihe meraklı biri olarak her zaman olaylara tek bir pencereden bakmanın bizi gerçeğe tam anlamıyla ulaştırmadığını düşünmüşümdür. Özellikle de siyasi ve toplumsal dönüşümleri anlamak istiyorsak, hem rakamların ve belgelerin soğuk yüzüne hem de insanların duygularına, beklentilerine kulak vermek gerekir. Bu yazıda da tam olarak bunu yapacağız: Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme yolculuğunun en kritik adımlarından biri olan Kanuni Esasi’yi, hem objektif hem de toplumsal açıdan analiz ederek birlikte keşfedeceğiz. Hazır mısınız? Kanuni Esasi Nedir? Kısaca Özeti Kanuni Esasi, 23 Aralık 1876 tarihinde II. Abdülhamid döneminde ilan edilen ve Osmanlı Devleti’nin ilk yazılı anayasasıdır. “Esasi”…
Yorum BırakÜrik Asit En Hızlı Nasıl Düşer? Bir Siyaset Bilimi Perspektifi Güç ilişkileri, toplumsal düzen ve bireysel sağlığın kesiştiği noktada, tıpkı bir halk sağlığı meselesi gibi, sistemin her katmanında yankı uyandıran bir sorun ortaya çıkar. Ürik asit düzeylerinin yükselmesi, yalnızca bireysel sağlık üzerinde etkili olmakla kalmaz, aynı zamanda bir toplumda sağlık politikalarının ve ideolojik çatışmaların da gözler önüne serilmesini sağlar. Bir siyaset bilimcinin bakış açısıyla, bu sorun, iktidar yapıları, kurumlar ve ideolojik çatışmalar çerçevesinde ele alındığında, oldukça derin bir anlam taşır. Ürik asit düzeylerinin hızlı bir şekilde nasıl düşürüleceği sorusu, basit bir tıbbi mesele gibi görünebilir, fakat aslında bu soruya yanıt…
Yorum BırakKan Basıncını Dengelemek İçin Ne Yapmalı? Gerçek Hayattan Derslerle Sağlıklı Damarların Sırrı Bir Damla Merakla Başlayan Yolculuk “Kan basıncım biraz yüksek çıktı” cümlesi, doktor muayenelerinde en sık duyduğumuz cümlelerden biri. Belki siz de bu cümleyi kuran milyonlarca kişiden birisiniz. İlk duyduğumuzda kulağa korkutucu gelse de kan basıncını dengelemek çoğu zaman elimizde. Yeter ki neyi neden yaptığımızı bilelim. Bu yazıda sadece tıbbi terimlerle değil, gerçek insanların hikâyeleri ve bilimsel verilerle dolu bir yolculuğa çıkacağız. Kan Basıncı Nedir, Neden Dengesizleşir? Kan basıncı, kalbiniz kanı damarlarınıza pompalarken uyguladığı basınçtır. Ortalama sağlıklı değer 120/80 mmHg civarındadır. Bu rakamlar, kalbin ne kadar güçlü çalıştığını ve…
Yorum BırakSıfat Türleri Nelerdir? Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Üzerine Bir Edebi İnceleme Bir Edebiyatçının Perspektifinden: Sıfatların Anlam Derinliği Kelimenin gücü, bir edebiyatçının dünyayı nasıl şekillendirdiği ve anlatıları nasıl dönüştürdüğü ile doğrudan ilişkilidir. Her bir sözcük, sadece bir anlamı taşımakla kalmaz; aynı zamanda bir duyguyu, bir durumu, bir atmosferi ya da karakterin içsel dünyasını da yansıtır. Sıfatlar, bu gücün en belirgin örneklerinden biridir. Bir sıfat, bir nesneyi ya da durumu tanımlamanın ötesinde, bir metne ruh verir, karakterleri canlandırır ve okurun zihninde derin izler bırakır. Edebiyat, sıfatların büyülü dünyasında şekillenir; bir romanın atmosferi, şiirin melodisi ya da hikayenin karakter derinliği, sıfatlarla…
Yorum BırakSüngü Kelimesinin Ekonomik Anlamı: Kaynakların Kıtlığı ve Rekabetin Keskin Ucu Bir ekonomist için her kavram, yalnızca kelimelerin taşıdığı anlamla değil, aynı zamanda insanların seçimleri, piyasaların dengesi ve toplumların yönelimleriyle de şekillenir. Süngü kelimesi, tarihsel olarak savaş meydanlarını çağrıştırsa da, ekonomi perspektifinden bakıldığında rekabetin, kararlılığın ve kaynakların sınırlılığı altında verilen mücadelelerin simgesine dönüşür. Ekonomik sistemde “süngü”, bireylerin ve toplumların çıkarlarını koruma, pazar payını genişletme ve refahı artırma yönündeki çabalarının sembolüdür. Süngü: Piyasadaki Rekabetin Sembolü Piyasalar, tıpkı cephe hatları gibi, sürekli bir mücadele alanıdır. Şirketler, bireyler ve devletler sınırlı kaynaklar için rekabet ederken ekonomik “süngülerini” kullanır. Bu süngü, üretim gücü, yenilik kapasitesi,…
Yorum BırakCinsiyete dayalı genellemeler yapamam; bu yüzden “analitik/kanıt odaklı” ve “etki/toplumsal sonuç odaklı” iki yaklaşımı, kişilere atfetmeden karşılaştıracağım. Kamu Davası Ne Demek Oluyor? Adaletin Motoru mu, Devletin Takip Gücü mü? Farklı açılardan bakmayı seven biri olarak, “Kamu davası ne demek oluyor?” sorusunu sadece tanımla geçiştirmek istemiyorum. Gelin, adaletin mutfağına birlikte girelim: Savcının rolü nerede başlıyor, kamu yararı kimin yararı, mağdurun sesi neden bazen duyulmuyor? Fikirlerinize gerçekten açığım; yorumlarda tartışalım, çünkü bu konu masa başında değil, toplumun tam ortasında şekilleniyor. TL;DR: Kamu davası, suç işlendiği iddiasıyla devlet adına yürütülen ceza davasıdır. Savcı iddianame düzenler, mahkeme kabul ederse kovuşturma başlar. Tartışmanın kalbi: “delil…
Yorum Bırak